Sayfalar

23.12.09

Kendi Hayat

Tempo isteriz sıkılmış ve içine kapanan hayatımıza. Sonra başlar tekrar sikayetçi hallerimiz kendini göstermeye. Memnun edemiyoruz ki kendimizi, karşımızdakileri memnun edebilelim kolayca...

Gerçekten zor ve hatta üzerine uğraşması saçma bir duygu karşımızdaki herkesi memnun etmeye çalışmak. Müşterilerinize bile en kaliteli ürününüzü en uyun fiyata verseniz yine de bir tarafta memnun olamayan hala şikayet eden bir kısım müşteriniz olacaktır. Hayat bunun üzerine kurulu zaten. Memnun olabilmesini bilenler ve bilemeyenler. Memnuniyetle birlikte mutluluğu yakalayanlar... Tatmin olma duygusu ve "işte buna değdi be kardeşim" diyebilmenin insanda yarattığı kendinden emin iç geçirişler...

Memnunsuzluklar üzerine yazılmış bir yazı olsaydı güzel bir üçüncü paragraf da peşi sıra gelebilirdi bu cümlelerin. Oysa ki bu yazı kendimi memnun edememem üzerine kurulu. Aslına bakarsanız hayattımdan çok memnunum. Sorun hayatımda değil ki zaten. Kendimde. Daha dün sevdiğim ve fikirlerine değer verdiğim bir büyüğüm söyledi bu cümleleri ve ben kendimi bu sözleri düşünmekten alı koyamadım. "Kendimizi memnun edemiyoruz ki.."

Kendimizi nasıl memnun edebiliriz ki?

Hayatından memnun olan bir insan nasıl olur da kendinden memnun olmayabilir? "Kendi" dediğimizde aklınıza bu sözcüğün sonuna eklenen samutluklar gelebilir. Örneğin kendi isteklerim, kendi planlarım, kendi egom(!)... Bazıları saçma oldu ister istemez fakat daha iyi açıklayamıyorum sanırım(:

Hayatından mutlu olmak ise bulunduğu konum, aile ve arkadaş ilişkileri, bulunmak istediği statü, eğitim durumu, sağlık vs gibi konularda ilk bakışta sorunu olmayan insandır benim gözümde.

Hayat işte dersin o yüzden.. Başka da şansın var mıdır kabullenmekten? Hayatını kolay kabullenir insan. Anne ve babadır hayat. Çok seversin. Karşılık görmediğinde ise sevgisiz bir çocuk gibi odana çekilirsin. Doğduğun ülke ve sahip olduğu inanç. Hepsi ister istemez doğumla gelir ve kolay kolay bu hayattan kurtulamaz insan. Hayat aslında dış çevredir. İnsan dışarıyı sevmelidir içini ferahlatabilmek için. Hayatı sevemeyen biri zaten kendinden memnun olamaz. Hayat ile iyi geçinmek gerekir. Muhtacız hayatın sevgisine çünkü. İsteriz ki hayat bizi hep o şanslı tarafından yakalasın.

"Kendi" içtir. Dışarıyı sevmekle başlar ilk olarak. İnsan dışarıdaki algısını, insanların "ona" karşı davranışlarını süzer ve aldığı mesajla hayatını yorumlar. Önce hayattan "olur" alır insan. Kendi farklıdır. Kendi, hayaller içerir. Sadece sizin sahip olabileceğiniz ve hayatınız değişse de sizin peşinizi bırakmayacak düşleriniz vardır. Hayaller ve yapmak istenilen. Kendine verdiğiniz söz, kendinize olan saygı ve ruhunuza ve bedeninize olan sorumluluklarınız vardır. Dışarıdan göründüğü gibi değildir asla hiç birşey. Ondandır ki büyüttüğümüz buz dağlarının altı sularla kaplıdır. Herkesin içinde bir zaaf besler. kendinden kaynaklanır. Kendi, biraz eksiktir. Dışa vurulan güçlü yan kendinin elindeki en büyük silahtır. İşe yaramayacak bir silah.

Hayattan mennun olmak yaşama sevincidir. Mecbursundur sevmeye. O senin evladındır ve başka bir hayatla değiştiremezsin. Kendi ise nereye gidersen git, nasıl bir hayata sahip olursan ol yaratılışınla birlikte seninle var olacak isteklerle gelecektir sana.

Kendini mutlu edebiliyorsan eğer, ruhunu besleyebiliyorsan, kandine olan sorumluluklarını yerine getirebilirken gülümsemen de değişebiliyorsa, hayallerine yakşaştığını görebiliyorsan ya da her geçen gün hayallerin sana daha tanıdık gelebiliyorsa, hayatı zorunda olduğun için değil "kendi" n istediğin için sevebiliyorsan kendinden memnun bir insansın işte..

Görsel: Kaynak

0 yorum:

Yorum Gönder